Anı denen şey David Lynch filmi gibi birşey.. izledikten sonra idrak edemediğiniz şeyleri, zaman içinde, durup dururken hatta hiç olmadık yerlerde anlarsınız.. Bir tetikleyici mi gerekir yoksa beynin harmanlama süresiyle mi ilgilidir bilemiyorum.. Bu gece aklımda iki ayrı anı var.. Birini yeni idrak ediyorum..
Herkes bilmez gerçi, ama sevgililer günü denen zımbırtıya karşı yaklaşımım soğuktur.. Bunu prim yapmak için söylemiyorum, beni tanıyanlara sorun diyemeyeceğim de.. sormayın.. inanmayın da.. Siz bilirsiniz.. ama mevzu bahis anılarımdan biri 89 yılı sevgililer gününe denk geliyor..
Annem elinde 2 paketle salona girdi ve "sevgililer günün kutlu olsun" diyerek birini babamın önüne koydu.. ikinci paketi de, "senin de sevgililer günün kutlu olsun bebeğim" diyerek ve sağ kaşımın kenarına bir öpücük kondurarak benim önüme koydu.. o zamanlar televizyonda trt 2'de rock saati ya da benzeri bir program vardı ve ben ağzım açık onun karşısından ayrılmazdım.. gözümü de kolay kolay ayırmazdım ondan.. ama bu olay beklemediğim birşey olduğundan herşeyi unutup anneme baktım (ağzım hali hazırda zaten açıktı).. "sevgililer günü denen şey iki sevgili arasında kutlanmaz mı?"
Annem gülümsedi ve "sevgililer gününü kutlamak için birinin sevgilisi olman gerekmez.. aşk sadece iki kişinin sevgili olması demek değildir.. baban benim aşkım.. ama sen ve ablan da benim aşklarımsınız.. aşk çok yönlüdür.. sevgili demek çok sevilen demektir.. sen de benim çok sevdiğimsin ve sana hediye almak istedim.. bir şekilde çok sevdiğim olarak varlığına teşekkür etmek istedim" (o zamanlar 7 yaşında olduğumu ve prospektüs boyutlarında açıklamalara ihtiyaç duyduğumu unutmayın.. annem de bir ilkokul öğretmeniydi..) aşk konusundaki inancımı (evet bir inanç bu) o gün kazandım.. o sırada çalan Joan Jett'in Love Hurts'ünün seneler sonra farklı bir anlam kazanacağını düşünemezdim tabii.. ama annemin de dediği gibi.. love is not just for the ones you called lover..
sonra seneler geçti.. beni bilenler benim hayatıma, tamam abartmadan söylersem müzikteki zevkime en önemli etkinin babam tarafından geldiğini bilir.. küçüklüğümde pikaptan plak dinleme şansına sahip bir çocuktum.. Deep Purple, The Doors, Pink Floyd gibi efsanelerle babam sayesinde tanıştım.. Hep onların konserlerini hayal ettim büyüme çağımda.. Ama hepsinin birer ütopya olduğunu düşünürdüm.. Sonuçta Jim Morrison sizlere ömürdü.. David Gilmore Pink Floyd'dan ayrılmıştı.. Deep Purple ise.. eh.. konser mi? Türkiye'de mi? (daha sonra bu tükürdüğümü yaladım evet..)
2006 yılı baharında Roger Waters'ın Türkiye'de konser vereceğini duymamla, Deep Purple konserini kaçırmış olan bünyem bir anda değişime uğradı.. çiçek açmak nedir anladım.. o dönemler Nokia 2200 bir telefonum vardı ve pili inanılmaz sorun çıkartıyordu.. Birçoğumuz tamamen dolu görünen şarjına rağmen bir anda kapanan telefonlara maruz kalmışızdır.. İşte öyleydi onun da durumu.. Şimdi, bizim ailede herkesin bir PF şarkısı vardır.. Mesela benim şarkım "Comfortably Numb"dır.. babamın Wish You Were Here, ablamın (şaşırtıcı bir biçimde PF sever!) High Hopes, annemin ise Mother..
Konser alanına girmemle, tam dolu bir pile sahip olduğunu iddia eden telefonumun kapanması bir oldu.. Halbuki evdeki herkes kendi şarkısı sırasında ilgili kişiyi aramam konusunda benden söz almıştı.. Konserin ikinci şarkısı Mother'dı.. "bir ihtimal?!" diyerek telefonu açtım, açıldı! annemi aradım, kapanmadı! "anne dinle" dedim, şarkıyı dinlettim, "anne duydun mu?" diye sordum, titreyen sesiyle "duydum canım" diyeceği kadar telefonum dayandı! inanılmazdı.. (benzer birşey wish you were here'da da başıma babamla geldi ve ben mucizelerin olabileceğini düşünmeye başladım).. Konser bitti, Roger amca sahneden çekildi.. Kalabalık dağılmadı.. bütün istediğim şarkılar çalınmışken benim şarkımın çalınmaması haksızlıktı ve tabii ki ayrılmayacaktım o alandan.. sonra Roger amca tekrar geldi.. konseri Comfortably Numb ile kapattığında ben ağladığımın farkında değildim.. Eve yürüyerek döndüm, sanki bir balonun içindeymiş gibi.. eve geldiğimde annem açtı kapıyı.. "nasıldı" sorusuna "mother, did it need to be so high?" diye cevap verdim.. yüzündeki gülümsemeye "anladım, gel buraya" diyerek sarılması eşlik ettiğinde cennetin gerçek olabileceğini de düşünmeye başladım..
şimdi aynı soruyu farklı bir şekilde soruyorum.. ağzımda acı bir tatla.. biraz daha farklı bir şekilde..
love hurts.. well mother.. did you need to be so gone??
Joan Jett & The Heartbreakers - Love Hurts
Roger Waters & Sinead O'Conner - Mother (Live)
22 Ağustos 2009 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder